MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve Türkiye ekonomisine etkilerini değerlendirdi. MÜSİAD'ın daima millî iradenin yanında tavır aldığını, darbelerle ve darbecilerle; FETÖ ve benzeri terör örgütleriyle ve uzantılarıyla her daim mücadele ettiğini vurgulayan Başkan Asmalı, "Bundan sonra da duruşumuz demokrasiden ve milli iradeden yana olmaya devam edecektir" dedi.
Başkan Asmalı değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
"Askeri ya da sivil, istisnasız bütün darbelerin başlıca amacı; kaynak, servet ve gelir transferidir. Söz gelimi 12 Eylül 1980 darbesinin özellikle gelir dağılımı üzerinde derin bir tahribata neden olduğu biliniyor. Zira 12 Eylül, her alanda kâr maksimizasyonu dürtüsüyle hareket eden ve bu yolla tüm dünyaya yayılan çok uluslu şirketlerin ülkemize girişiyle sonuçlanmıştır. Benzer şekilde “post modern darbe” diye nitelediğimiz 28 Şubat da kendisinden sonraki yıllarda artış kaydeden banka hortumlamaları ve yolsuzluklarla doğrudan alakalıdır. Üstelik bu süreç Türkiye ekonomisini 2001 yılında yaşayacağı büyük ekonomik krize sürükleyen başlıca etkendir.
15 Temmuz 2016’daki kalkışma da bu bağlamda değerlendirilmelidir. Bu anlamda 15 Temmuz’da hedef alınan, 2013 yılında IMF’ye olan borcunu kapatan, 27 çeyrektir pozitif büyüyen, finansal ve mali disiplinini istikrarlı bir yapıya kavuşturmuş ve birçok büyük projeyi hayata geçirmeye hazırlanan bir Türkiye ekonomisiydi.
Her ne kadar 15 Temmuz’un hemen akabinde ekonomi yönetiminin başarılı politikalarıyla piyasalar normal işleyişine geri dönmüşse de elbette bu kalkışmanın ciddi maliyetleri oldu. İlk belirlemelere göre yaklaşık 300 milyar lira olan bu maliyetin, alt sektörlere olan etkisi de hesaba katıldığında daha da arttığını tahmin edebiliriz.
Elbette 14 Temmuz 2016 tarihinde 2,87 seviyesinde olan dolar kurunun darbe girişiminin hemen ardından 3’ü aşması, piyasalarda oluşan satış baskısı, üretim ve ekonomik aktivitenin sekteye uğraması gibi etkenler 15 Temmuz’un oluşturduğu ekonomik tahribatı daha da artırmıştır. Söz konusu yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 4,7 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, darbe girişiminin yaşandığı yılın 3’üncü çeyreğinde ise yüzde 0,2 oranında daralmıştı.
Bugün geldiğimiz aşamada ekonomimizin mevcut büyüklüğü göz önüne alındığında; telaffuz ettiğimiz bütün bu maliyetin, son 20 yıllık süreçte mali anlamda elde edilen kazanımları gölgeleyemediğini görüyoruz. Bu bağlamda 15 Temmuz’da iradesine sahip çıkan Türk milletinin muhafaza etmeyi başardığı şey yalnızca demokrasi değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisi olmuştur.
FETÖ terör örgütü ekonomik kapasitemizi tahrip ettiği kadar beşerî sermayemizi de zehirlemiş ve hedef almıştır. Milletimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde FETÖ'nün bu hain darbe girişimini sonuçsuz bıraktığı gibi istiklal ve istikbalimizi hedef alan karanlık planlarını da akim bırakmıştır.
MÜSİAD, daima milli iradenin yanında tavır almış ve darbelerle ve darbecilerle; FETÖ ve benzeri terör örgütleriyle ve uzantılarıyla mücadele etmiştir. Bundan sonra da duruşumuz demokrasiden ve milli iradeden yana olmaya devam edecektir."