Sivas Valiliği, Sivas Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası'nın katkılarıyla düzenlenen programda konuşan Genel Başkan Kaan, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında milli mücadele dönemine değinen Kaan, "Bundan 100 yıl önce bu topraklarda; özgürlük adına topyekun bir mücadelenin bayrağı havalandı. Bugün Dünya yeniden şekilleniyor. 100 yıl sonra sanki tekerrür edercesine yeniden ulusların iradeleri sınanıyor. Küresel sistemin yeni güç odakları ve yeni ticaret yolları belirlenirken; ulusal ekonomiler ve yerel farklılıklar yeniden, kendi kimlikleriyle ekonomi sahnesinde varlık alanı açmaya çalışıyorlar. Rakamlar bize son 30 yılda yeniden şekillenen dünya pazarını gösteriyor. 1990 yılında ABD ekonomisi, küresel ekonominin dörtte birini kapsıyordu. Avrupa Birliği ülkeleri ise yüzde 32 ile ABD için ciddi bir tehditti. Bu iki kutuplu dünya düzeninde, aynı yıl Çin'in küresel ekonomi içindeki payı yalnızca yüzde 2, Doğu Asya ülkelerinin payı ise yüzde 17'ydi. Bu dönem içinde Türkiye’de neler oluyordu? 1990’lı yıllar Türkiye’nin yüksek enflasyon ile büyümeyi finanse ettiği yıllardı. Yüzde 4,5’lara varan ekonomik volatilite ile ülkemiz istikrarlı büyüme stratejisinin çok uzağında kalan ve tüm gücünü terörle mücadele için harcayan bir ülkeydi. Yeni dönemin İktisadi mimarisinin belirlendiği milat olarak kabul edilen 2008 yılına gelindiğinde ise; ABD'nin küresel ekonomide kapladığı alan yüzde 23'e, AB'nin 30'a inerken, Çin'in payı yüzde 7'lere yükseldi" dedi.
“Milli Ekonomilere Sözde Yeni Misak-I Milli Sınırları Dikte Ediliyor”
Sadece ekonomik parametrelerin değil aynı zamanda güvenlik algılılarının da gözden geçirmenin tam zamanı olduğunu ifade eden Kaan, "Sıklıkla dile getirdiğimiz bir kavram var. Saha bilgisinin yeni dünya düzeninde ekonomik üstünleri yöneteceği. Kuşak Yol Projesi tamamlansın ya da tamamlanamasın; mesele bu projenin oluşturacağı ticari üstünlüklerden ziyade, bu hat içindeki veya bu hattın hinterlandındaki tüm ülkelerin ticari bilgisine temas yakınlığı oluşturmasıdır. Bu türden kuşak hatlarının oluşturulma nedeni bir bakıma ülkelerdeki ekonomik sahanın derinliğini keşfetme ve kontrol altına almaktır. Bundan bir asır evvel burada, Sivas Kongresi’nde Misak-ı Milli esasları benimsendi. Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edildi. Bugün yeni dünya düzeni milli sınırların güvenliğini sağlayacak ulusal güç unsurlarını yeniden tanımlıyor. Milli ekonomilere sözde yeni Misak-ı Milli sınırları dikte ediliyor. Bunlara bilhassa hazırlıklı olmamız gerekmektedir" diye konuştu.
'Geniş Çaplı Master Planı Hazırladık'
MÜSİAD olarak bu konuda geniş çaplı bir master plan hazırladıklarını ifade eden Kaan şöyle devam etti:
"Meselemiz Türkiye'dir şiarıyla çıktığımız yolun 30'uncu yılında 'İyi günde kötü günde ezel ebet beraber' diyerek ülkemizin ekonomik aktörlerinin bir arada ve senkronize bir şekilde yürümesi gerektiğinin altını çizdik. Kendi kurumsal yapılanmamızı da bizi bekleyen yeni dünya düzeninin yeni gereklerine göre tamamladık. Ulusal gücün ölçülmesi; ekonominin, milli gücün temel unsuru olarak görülmesi ile mümkündür. Bizler, milli ekonomi hamlemiz adına, şöyle bir denklem ile hareket ettik. Üç temel bileşende ortaya çıkaracağımız rekabet avantajı, ülkemizi ekonomik yeterlilik mertebesine ulaştırır. Ekonomik yeterlilik günümüz yeni dünya düzeninde kilit faktördür. Stratejik kaynakların gelecek planlamasının yapılması ve değişime anında tepki verebilme kapasitesi yani 'ekonomik refleks' bizlerin iktisadi savaş, mücadele kabiliyetinin bir göstergesidir. Ekonomi güvenli ve ekonomik istihbarat, yeni iktisadi mimarinin bize getirdiği yeni manevra ve yönetim alanlarıdır. Bunlar yeni siyasi unsurlarıdır. Buralarda yapılacak çalışmalar bizi hem güçlü hem de tüm ticaret hat ve kuşaklarının kilit ülkesi haline getirecektir. İşte tam da bu noktada saha bilgisinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. İktisadi savaş, sadece bir ticaret savaşları serisinin devamı değildir."
“Tazelenme İle Başlayan Kurumsal Sürecimizin Yaygınlaştırılması Temel İktisadi Gayemizdir”
MÜSİAD'ın yeni ekonomi şiarını ilk kez Ekonomi Forumu'nda katılımcılarla paylaşan Kaan şunları dile getirdi:
"Tazelenme ile başlayan kurumsal sürecimizin yaygınlaştırılması bizim temel iktisadi gayemizdir. Bu nedenle hazırladığımız plan; milli bir atılımdır, bir iktisadi paradigma değişimidir. Plan, sermayenin milli olana doğru el değişimidir. Zorunluluğun değil, mutabakatın doğal sonucudur. Yeni yönetim anlayışının ekonomideki karşılığıdır. Plan, taklidin değil özgün olanın arayışıdır. 2023 sonrasının hazırlığıdır. Plan, görüntünün değil, mimarinin değişimidir. Zümrelerin değil halkın gerekliliğidir. İktisadi geleneğe doğru yeniden bir altyapı yatırımıdır. Planımızın adı, bu nedenle Milli İktisadi Mimari'dir. Burada amaç, ulusal gücün ölçümlenmesi adına yukarıda bahsettiğim yeni denkleme uyumlu yerel avantajların ve bölge ekonomilerinin yeniden canlanması ve proje odaklı üretim-ticaret-ortaklık ve yatırım hattına geçmektir. Çünkü biliyoruz ki bir ülkede paranın gücünü, o ülkedeki üretim gücü belirler. Bu modelde amaç, sermayeyi ölçeklendirmek ve sınıflamak değil, tabana yayılmış, tabandan beslenen bir ağ ekonomisi oluşturmaktır. Bir şeyi çok iyi biliyoruz; tabanda karşılık bulamayan ya da taban sathında geniş bir kabul görmeyen hareketler, uzun ömürlü olmaz."